Üye Girişi »     
Zülfikâr

* Bu şiir dostluk üzerine yazılmıştır. Üniversite yıllarında bir evde kalan altı kişinin yaşadığı hüzünleri, sevinçleri ve umutlarını kırık dökük de olsa dile getirmeye çalışmıştır.Bu evin ismi Zülfikâr’dı.

Geceler bizimdi korkusuzluğun yatağında
Tren yollarını bir bir atlar zülfikar’a koşardık
Boğuk neminden koklar yanımıza alırdık
Ne sevdalar bitirdik, nelerden geçtik
Biz doğan güneşe sevdalı altı neferdik,
Tırnaklarımızı sessizliğin böğrüne saplar
Karanlıkları sabırsızlıkla deşerdik
Biz karlı dağlarda ümittik
Çaresizlikte doğan aydınlık azimdik
Biz doğan güneşe sevdalı altı neferdik,
Kuşlar geçer halimize ağlarlardı
Gözlerimizde fer, kalbimizde umut vardı
Kaç akşam geçti, kederimizde kaç hasret sevişti
Ne yapalım adil kader bizi seçti
Biz karanlıkta ışıldayan güneştik
Umutta bir, davada bir, gönülde birdik
Ne acılardan geçtik, zehir suyundan içtik
Ama biz hiç kimseye küsmedik
Bardağımıza dem doldurur, çaresizce dertleşirdik
Biz doğan güneşe sevdalı altı neferdik,
Ağlamaktan yorulmuş gözler ve sözlerdi
Gülebilmek çoktan uçup gitti
Yoğrulan dertti tabağımızda
Tuzlu karabiberdi lokmamızda
Biz karanlığı cezalandırmış kederdik
Biz doğan güneşe sevdalı altı neferdik,
Sevinçlerimiz nazlı nazlı gözlerimize küserdi
Ağlamalar ancak bize gülerdi
Biz ızdırabın çocukları, çilenin babasıydık
Karanlıktan korkar, aydınlığa koşardık
Ne dertli dumanlar çektik ciğerlerimize
Ama biz bu dalgalarda ölmedik
Ölümsüzleşmek için bedenimizi geberttik
Biz dağda çıldıran boranlarla eştik
Sevdalarımızı türkü yapar dertli dertli söylerdik
Biz doğan güneşe sevdalı altı neferdik,

Nefretin ortasına kırmızı güller aşılardık
Tepemizde sallanan mehtap bilmezdi bizi
Anlamazdı martılar kederimizi
Biz acı akşamlarda dağladık gözlerimizi
Aydınlık tuzlu sularda yüzer
Dertlerimizi bölüşür de yerdik
Biz karanlık gecede parlayan yıldızdık
Kayaları parçalayan deli fırtınaydık
Aralarına papatyalarımızı eker
Su olmayınca gözyaşımızla sulardık
Biz karlı dağlarda kardelendik
Biz doğan güneşe sevdalı altı neferdik,
Ey koca kurt kederin tuzdan daha acı
Çekilip kenera ağlamalarını işitirdik
Ama kimseye bir şey söylemezdik
Hani ilerde dükkan açacak,
Kârımızı anadoluya bağışlayacaktık
Limon kafe’de lahmacun yapacak, radyo kuracaktık
Ey koca kurt biz neydik ne olduk
Yoksa unutulan biz mi olduk?
Gözlerimizde umut, kalbimizde aşk vardı
Boğuşmaktan kaçmadık, asla yorulmadık
Acı turşumuzu katık yapar, yudumlarımızı sayardık
Kederli zülfikar’a bakar bakar ağlardık
İlkbahar dolaşırken yanımızda
Kokularıyla cennet asa baharlara sevdalandık
Biz doğan doğan güneşe sevdalı altı neferdik,
Hasret yoğurdu bizi, gözyaşı suladı hecemizi
Kuru dalda suya hasret tomurcuktuk
Biz her nefesimizde dava soluduk
Böğründe yanlızlığın ikiyüzlü fahişe gülüşünden yorulduk
İnançsız saniyelerin infazcısı olduk
Adımız bela diye kazınsa da toprağa
Biz toprağı yeşerten sevdalı okyanustuk
Varsın anlamasın hiç kimse kederimizi
Biz bizde hayat bulduk, davada yorulduk
Biz gönülsüz gönül eriydik
Biz gelecekteki güllerimizi sulayan üçbeş kişiydik
Biz doğan güneşe sevdalı altı neferdik.

06.03.1998



İzlenme: 41 Görüntüleme
Puan:
1 Star2 Stars3 Stars4 Stars5 Stars (No Ratings Yet)
Loading...
Ekleyen: admin

Yorumlar

Yorum Yaz