Yürürken
yağmuru kurcalıyorum akşamdan beri
üstüm başım el emeği asit
portakal şekeri bir avuntuyla
oynuyorum
şakaklarımın arasındaki pullu bahçede
çocuk sesi olmayan bir yer kadar
karıncanın olmadığı bir yer de aslında orası
ve yalnızım aslında
bir frekans kayması gibi radyoda
öylece çekiliyorum aranızdan
farkında değilsiniz
iç cebimde kıpırdayan bir fotoğrafla
yıkanmış bir gül var
ruhumu çekiştiriyorum akşamdan beri
doğma büyüme istanbullu bir günah
bütün yüzüklerin içinden geçiyor sanki
ve kulaklarımda
pütürlü bir keman sesi
sanki ıslak bir kadının sigara içmesi
elbette yalnızım
çünkü yoksun işte!
nuh gibi peygamber gibi yoksun!
avuçlarımda bir parça uzay boşluğu
birkaç denklem
sadece yürüyorum.
İzlenme: 42 Görüntüleme
Puan:
Puan:
Ekleyen: admin
Yorumlar
Yorum Yaz