Biliyor musun bir yıl geçti o baharın üzerinden, koskoca bir yıl
Pişmanlık takviminde neye karşılık gelir ki bu zaman bilmiyorum
Sana biriktirdiğim mavilerimin üzerine dökülen mürekkebin bile izini çıkaramayan bir yıl
Bu gece yılbaşı yani bu seneye de elveda diyoruz.
Ölüme bir yıl yaklaştık. Senden ayrılışımla,
dağılan umutlarımı toparlayacak kimse yoktu senden başka.
Her kapı sesinde duyduğum sendin. Her ayak sesinde gördüğüm sen.
Baktığım fallarda çıkıyorsun şekil değiştirip.
Bir bulmaca gibi çözüyorum senin gülüşlerinin arkasında gizlenmiş susuşlarını.
Sanki daha sakinim artık. Sinirlenmiyorum eskisi gibi çabuk.
Büyüdüm galiba güzelim. Çocukta olsa yüreğim sevmek için erkenim.
Oysa çok mu uzaktı başımı koyduğum dizin.
Üstüme örttüğüm hayalin.
O içimi ısıtan gözlerin ve sini anlatan bu şiirler.
Şimdi söyle hangi yağmur temizler bu terki
Hangi şiir anlatır seni.
Hangi otobüs götürür beni sana.
Hangi tren getirir bir dost mektubunu.
Hangi hastalık yıkar bu harap bedeni.
Hangi minareden duyulur sela sesi.
Hangi mezarlıkta açılır ölüm çukuru.
Ve hangi kalp unutur ki sevdiğini.
Geleceğini bilsem de beklemem, artık içimde kül gibi toza karıştın.
İsteme benden artık merhamet, gözümde bir tektin yüze karıştın.
Bir şeyler değişmişse hayatında, istemeden olsa fark edeceksin.
Ne kadar gizlesen de gerçeği, gün gelecek kabulleneceksin.
İzmit – 31.12.2005
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz