hiç şekerden odanız oldu mu sizin?
parlak parlak folyo kağıtlarından yatağınız?
hiç pencereleriniz kargacık burgacık
defter kaplarıyla kaplandı mı?
çelik çomak oynayan çocuklarınız
oldu mu hiç bahçenizin önünde?
kervanlar geçti mi kapınızın önünden?
hiç tellal bağırdı mı bugünkü haberi?
hiç limonatacı sesine koştunuz mu
bir kaylüle uykusu sonrası?
hiç bakabildiniz mi denize tertemiz?
hiç yaşayabildiniz mi gökyüzünü
daha bir samimi?
ışıltılı cami önünde
hiç sohbete dalabildiniz mi?
sabah erkenden uyanıp
bir tatlı bakabildiniz mi güneşe?
uçuşan kuşların seslerinde
neşelenebildiniz mi?

hayır mı

zaman yıpratır insan katleder
teknoloji isyan ettirir
kapılar kapanır
kaleler yıkılır
şehir uyanır
gece alacalaşır
güneş balcıklanır
dünya siyahlaşır…

ne mi kaldı geriye

özlem

umut beklenti
yarın…
yazık…