Şehit Düşen Bütün Mehmet Dedelerime
Ey bu cennet vatanı emanet alan gençler,
Ey on beşinde, on sekizinde, yirmi üçündekiler,
Ey kahvehane köşelerindeki otuz beşlik, kırk beşlikler,
Eğilin de kulak verin vatan toprağına!
İkiyüz elliüç bin Mehmet dedem feryat etmekte.
Unutulduklarına değil, göç ettiklerine değil,
Gençliklerine, analarına doyamadıklarına değil,
Neden savaştıklarını unutan, biz evlatlarına ağlamakta.
Zonguldaklı, Erzurumlu, Ardahanlı, Adanalı Mehmet dedeler
Ocean’la bir milleti denize gömen Koca Seyit onbaşım,
Üç alaylık düşmanın, bir tümenle savaştığını sandığı,
Yiğitlerim, altmış dört Yahya çavuşum, altmış dört çelik duvar.
Cenk bayırında topa, tüfeğe, yağmur olup yağan mermiye
İman dolu göğsünü siper eden, Yarabbi bende geliyorum diyen,
Cenk bayırında savaşmak için değil ölmek için cenk eden.
Siperlerden oluk oluk boşalan kızıl sele karışıp giden,
Düşmanın kalbine değil, hücrelerine kadar korkudan titreten,
Düşmana “bunlar ölmüyor mu” Tükenmiyor mu? dedirten,
İkiyüzaltmışbir rakımlı cenk bayırını düşmana dar eden,
Mekânı cennet Mehmet dedelerim, yiğitlerim.
Omuz omuza harp eyleyip, yine omuz omuza Hakka yürüyen,
Ramazan bayramında şehit olan 57. alay yiğitlerim.
Toprağın kana doyduğu, kanın sel olup aktığı,
Kanlı sırtın adını aldığı 27. alay yiğitlerim, şehitlerim.
Kanından canından bedeninden, çiçeklerin açtığı
Toprağın mahsul verdiği, üzerinde ağaçların yeşerdiği
Birçoğunun ne adının ne de mezarının bilindiği,
İkiyüzelliüç bin askerim, şehidim, anam, babam, vatanım, namusum.
Bir milletin destanını yazmak için savaşmadılar.
Tarihe altın harflerle yazılmak için ölmediler.
“Evlatlarımız atasını unutsun” diye şehit düşmediler.
Türk, Kürt, Laz, Alevi, Sünni değil MİLLET idiler.
Tek yürek, tek vücut, tek anadan doğma kardeş idiler.
Her biri bu vatanın bir toprak parçası, bir ili idiler.
Bayrakları için, dinleri için, geride bıraktıkları için, namus için,
Yarınları olan biz evlatları için şehit düştüler.
Dünyaya bir milletin nasıl olacağını onlar öğrettiler.
Onlar öğretti bir milletin bayrağının ne demek olduğunu.
Dünya onlardan öğrendi yiğitliği, cenk’i ve onlardan öğrendi
Türk’ün bayrağına el uzatmanın, güneşe dokunmaktan zor olduğunu.
Ey! Türk evladı uyan artık yattığın derin uykudan!
Eğil de kulak ver bastığın vatan toprağına
Duy artık üzülmekte olan ikiyüzelliüç bin şehidi
Dört elle sarıl, yücelt artık sana verdikleri emaneti.
Dedenin topla, tüfekle, süngüyle koruduğu bu cenneti
Akılla, bilimle, kaleminle, yüreğinle koru.
Unutma geçmişini ve unutturma şanlı tarihini.
Verme sakın kanla alınan bu toprağı parayla.
Vatanını satmak atanı, namussunu, kanını satmaktır.
Çanakkale’yi unutmak geçmişini ve geleceğini yok saymaktır.
Atalarımın canıyla koruduğu anasına, bacısına, karısına
Bakma sakın yan gözle ve baktırma namussuza şerefsize.
Ne Rabbim affeder seni, ne de ikiyüzelliüç bin atan,
Ne Anan helal eder sütünü, ne de hakkını Baban,
Ne Mustafa Kemal, ne de ikiyüzelliüç bin atan helal eder hakkını,
Düşmanını ve Bedir’in aslanlarını unutursan.
Yattığın yerde sen rahat uyu atam.
Rabbime ve sana ant olsun ki unutmam seni.
Unutturmam bu toprak için şehit olduğunu ve unutmam
Bir milletin bayrağının 253000 cana mal olduğunu.
Gümüşhane – 04.06.2006
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz