bir sabah
kanepenin üzerinde bulacaksınız beni
ellerim siyah bir kaleme sarılmış
mektup bitmeden ölmüş olacağım
son sözlerimi bir ben bilerek kapatacağım gözlerimi
derin nefeslerden sonra
son bir kez vereceğim içimdeki havayı
bitişe kaç gün kaldı dersiniz!
hiç öylece gittiğiniz oldu mu hayattan
denemek o kadar mı zordu
özlenmek belki birkaç gün
belki geride kalmak daha kolay olurdu
bir badem çekirdeğinin içinden
kim sayabilir geçen seneleri
kaç kuruşa bedel gider ki bu memlekette canlar
ruhuna kaç kuruş sayarlar
acısını içine yamayamayanlar
hiçbir zaman bir dakika öteye bakamadım
gözlerim mi kördü bilemiyorum
perdeden içeri vurmaya başladı gün ışığı
doğan güneş mi!
cennet ne kadar uzak bana
ben ne kadar cennete yakın
ya karanlık peki cehennem
orada ışık yok mu!
peki ya ateş…
uzun mısraları en tepede bıraktım
kısa çöpü çekenlerin yanında
sağa dönmeden köşeye sakladım
o soğuk ve kırmızı taşın altına
peki elini uzatabilir misin
ya taş üstüne düşerse!
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz