şehrin tutsaklığını açmaz gözlerin
eteklerini caddelerde toplar körebeler
küçük eğilimleri libidoların
kanayan bir aşkla sarar ölüler
guaji dillerin kemiklerini
zorlamaya almaz hiçbir topograf
tatlılığını yitirse de tüm rüyalar
içöykülemini anlatmaz geçmişin
“geçmiş ki bir parçası denklemin”
kesişlerini tükettiğimiz bakışlarda
kızarmıyorsa bu geyikler muhabbetinde yüzümüz
gülüşlerini çoğaltmak içindir acının
topaç bir kadere teslim ettiğimizde yüzleri
metinlerden çok adımlarda çıkar karşımıza
biraz taocu, biraz türki sevişmelerle
birbirimize en az gözlerle taptığımız
ve daha çok çoğaldığımız “acı ki azaldığımız”
güllerin avuçlarda saçlar gibi kaldığı gecelerde
sonrasını hiç anımsayamadığımız anlar
belleğimize bir bahar kelebeği edasıyla
tülden helezonlar çizerken
bir başka bakış alır bizi kendimizden
“kendi” olmadığımız andır
adı ne olursa
bakışlarında sevecen ağlayan bir kadındın
ben kadın yanını sevdim
şehre bir giz gibi girdiğin şarkılarla
ışıklarına yağmurla ritim tuttum
caddelerine adımlarla, asla yanılmadım
gördüm, cinneti sensiz geçirdim
şehrin ayaklarına kapandığım günden beri
gizil ve çoğul anlamlar tüketti beni
varsın yalanlar dökülsün saçlarından
gözbebeğinden emzir gömdüğün çocukları
bakışlarında öldür sensizliğe göm
uzaklaş bir kanat çırpınışında ki
tut gözlerini ağlamasın
Samsun
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz