Bağırırım karanlığa, sesime yok aks-i seda,
Demedim mi yarim, bu kuru can sana feda?
Eskiden buse vardı, şimdi ise ne eda,
Sorarım sana ya Rab nedendi bu son veda?
Sen gittin ya gözlerim birgün olsun gülmedi,
Rab’be yalvardım ama bu zavallı ölmedi.
Çok ağladım arkandan dönüp gözüm silmedin,
Tek kalınca ardından nedir hâlım bilmedin.
Artık ne işe yarar vursam başım taşlara,
Yazık değil mi yarim sana giden o yaşlara.
Kız yok mudur burada, nice güzel yolum bekler
Gözümde canlanan hayalin hep derdime dert ekler.
Atlıhan der ki “Benim gözüm yardadır.”
Güzellik neye yarar, ehemmiyet ardadır.
Kendim atsam Fırat’a, bu ateş sönemez ki,
Yarim gitti ırağa, çağırsam dönemez ki.
Hâlâ hava karanlık mı, neden gündüz olmuyor,
Ne yapsam da hayalin gözlerimde solmuyor.
Görüyorsun ya vefasız, sensiz geceler uzun;
Gülmeyi hep unuttum, her yanım doldu hüzün.
Aşkından sarhoşum ben, sanki içmişim şarap,
Söyle bana seven insan böyle mi olur ya Rab?
Fırat coştu bu yaz, benim yasım takmaz ki,
Yâr, seni benim kadar seven biri çıkmaz ki.
Diktiğimiz o güller, şimdiler deste deste
Dönmediğin her gün eririm ben aheste.
Ah görmezdim seni ama olaydım keşke
Yarim neden tez gittin, doyamadım ben aşka,
İçimde alev alev senin aşkın yanıyor,
Beni bu hâl görenler dellendiğimi sanıyor.
Kendim atsam Fırat’a, bu ateş sönemez ki,
Yarim gitti ırağa, çağırsam dönemez ki.
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz