Sen, Suzi olmaya razi olsaydin,
Beni de Tom Miks olarak kabul etseydin
Nevada Kalesi’nde sik sik görmeye gelirdim, seni.
Tabii Konyakçi, Doktor ve ben,
Birlikte.
Yolda pusu kuran apaçilerden yakamizi kurtarabilirsek.

Ama ne yazik ki, sen,
Köşedeki manifaturacinin karisi olmayi seçtin.
Geçenlerde, kahvede, pis yedili oynarken,
Abin oturdu masamiza.
“Bak koçum, unut artik, Selma’yi”, dedi.
Çok kizmiş olacagim ki,
Dalginligima gelip, silahima davranip,
“Onun adi Selma degil, Suzi!” deyiverecek oldum,
…
Vazgeçtim.
Belimde silahim yoktu ve ben Tom Miks degildim.
Işte hayatin aci gerçekleri.
Belki biliyorsundur,
Ben de tüpçünün kiziyla evlenip,
Iki sokak yukari taşindim.
Bir de kizimiz oldu.
Fabrikadan, gece vardiyasi çikişi eve dönerken
Yorgun argin, karanlikta,
Apaçilerin pususuna düşmemek için,
Sokak aralarindan, dikkatlice yürüyorum.
Sevgili Suzi,
Yine saçlarini ikiye ayirip örüyor musun,
Yüzün hala çilli mi,
Pembe yanaklarin kizariyor mu,
Güzelliginden bahsedilince?