Sorma sevdiğim,
Geceleri,dalıp dalıp,neden göçtüğümü derinlere.
Sessiz köşelere neden kapanıp ta ağladığımı.
Söylemesi zordur,ağırdan koyar insana.
Bilemezsin,ne denli acıdır,
Yürek yakar,dudak ısırtır.
öylesine bir ateştir ki bu,
Düştüğü yeri yakar,kavurur.
Bilmez çekmeyenlerden başkası.
Kimisi,onun için ölümden acıdır der.
Besbelli haklıdır onu diyen.
O kişidir ki,sevdiğim,
Yaşarken,nasıl insanın öldüğünü bilen…
Sorma derim sana,sorma sevdiğim,
Yaşarken,ölüşümü görme istemem.
Kuru bir yaprak,nasıl ki katılıp rüzgârın önünde,
Apansız,sürüklenip giderse.
Ben de,öylesine terk eylemişim kendimi kadere.
Onun içindir ki sevdiğim,
Bırak beni kendi hâlime.
Şu elimdeki kadehi kaldırışım,mutluluktan değildir.
Zehirden daha acıdır belki içtiğim her yudum.
Ama,bal dan daha tatlı gelmekte çektiğim bu acının yanında…
Şunu unutma sevdiğim,
Bir mezar taşı,nasıl ki sakin,
Ama,o denli ürpertiyorsa yüreği.
Sözlerim farksız değildir aslında ondan.
Ruhum bir mezar,
Benliğim,içinde ölü…
05.11.1995
Erman Ulusoy
Kırklareli
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz