direniş şarkısı
değil
yüreği yanmış
tespih tanesi gibi parçalanmış
bir çocuğun
çığlığıydı
havada yankılanan
misketim diye avuçladığı bomba
patladığı an
siz hiç öldünüz mü?
bin bir parçaya bölündünüz mü?
pimi çekilmiş
arsız bir bomba
kökünden koparır
nice fırtınalara direnen
çöl çiçeklerini
baharlara
bir merhaba bile diyemeden
bir düğün şarkısını
susturur
şarapnel
vurulur
çeyiz sandığında
hayal kuşları
duvak takıp
gelinlik dahi giyemeden
siz hiç öldünüz mü?
kefensiz gömüldünüz mü?
Züleyha sabrıyla
ışığı bekleyen serçe
vurulmuş
konacak
merhametli bir dal arar
oysa
cellat kudurmuş
sıktığı
her mermide
içimde
bir defne dalını kırar
çiçek açmaz
ateş altında
gül
gamzesinden vurulmuş
nur yüzlü
ölü bir bebeğin
yaralarını sarar
siz hiç öldünüz mü?
gamzenizden öldürüldünüz mü?
sönmeyen sigara dumanı gibi
alev alev yanan
kayıp bir kentte
saba makamında
bir şarkı değildir hayat
tuvali kızıldır
ölüm pusuda
her köşe başında bir cellat
patladıkça bombalar
içimde açılan
dipsiz çukura
masum cesetleri düşer
pat pat
üşütür ölüm yüreğimi
siz hiç öldünüz mü?
lapa lapa ölüm gördünüz mü?
2004
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz