Bu, sana yazdığım son mektubu,
Görsen de boş, görmesen de.
İçine koyduğum kanlı gülleri,
Dersen de boş, dermesen de.
Adamı adam yapan, damardaki kandır,
Kanı bozuk ise yılan,yılandan kötüsü yalandır.
Ne ben seni kandırayım, ne de sen beni kandır,
Al sevgini, çal başına;
Çalsan da boş, çalmasan da..
Ne aç koydum seni, ne de kul oldum maddeye,
Yetinmedin Allahsız, ne varsa attın mideye
Pınarbaşı’ndan Himmetdedeye
Sürünsen de boş, sürünmesen de
Şeref, namus, iffet senin eksiğin,
Kahpelik yapıp da bir de bana küstüğün,
Allah’tan bulasın, taşlar olsun yastığın.
O güzel yüzünü secdelere,
Sürsen de boş, sürmesen de..
Nasıl başlamalı aşk dediğin, nasıl bitmeli,
Hangi formül çözmeliydi bu denklemi..
Sevdiğini şerefsiz ettiğin gece,
Bir şerefsizi, şerefsizce,
Sevsen de boş, sevmesen de..
Sen bir melektin, melek böyle mi olur
Bir aslanı bir çakala boğdurur,
Dağ olsa devrilir, it olsa kudurur
Kafana sıkıp, yere düşsen de,
Ölsen de boş, ölmesen de..
Kayseri – 28.01.2007
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz