Sarışındı
saçları buğday başağı
erkek elini andırıyordu
elleri, kocamandı
Yürekkırgınıydı gülüşü
harcıydı evimizin
mevsimler zemheri kalsaydı da
nicedir dağlar ceylansız,
ovalar nehirsiz kaldı
geç iner oldu güneş
günün koynuna
bir fay kırığıdır içimden geçen
Annem gitti gideli
Ağustostu
sıcak başımızda sallanan kılıç
gecelerden bir yıldız kayar
yansıması bende kalır
Gün üşür, yüreğim üşür
annemin ölümü, dağlar yüreğimi
soğurum, üşürüm şimdi ben
hangi limana demir atar
alabora olmuş gemi,
hangi dala konar bir daha
yuvası dağıtılmış kuş
kaplan pençesine düşmüş
ceylan nereye kaçar
üşüyorum hala ben; yokluğuna
boğazımda düğümlenir bütün kelimeler
yüzü aklıma düşende,
ben bir hüzün
satıcısı olurum
heybemde keder
alıcısı olmaz yoklukların
Sesim Yetim Kalır
Anne yüreğini isteyen
…herkes gibi
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz