Seni bu kimliksiz zamanda
Boşluktayken yani,
Daha çok savunuyorum kendime.
Uyuyorsun belki şu anda
Belki benim hiç aklına düşmediğim bir yerindesin şehrin
Biriyle sohpetin sohpeti çağırıyor, çoğaltıyor
Ve ben hiçbir mavi düşün hiçbir yerinde görünmüyorum.
Aslında hiçbir uzaklığa eremeyen yüreğim
İçini durmadan kürekle boşaltır gibi yıkılmış evlerin
Boşuna bir çabayı durmadan yaşatıyorum.
Sana öfkeli olmak gibi birçok kötümser hisleri de duyuyorum derinde.
Bu kalem elime yakışmıyor
Utanıyorum bu giyindiğim sohbeti eksik sözleşmelerden
Aşk;
Sen,
Aşk yine…
Geçmişe sükun olmuş, yeni yetme düşünceler,
Aşkın yeniden ilkel türemesi gibi
Seni eskisinden daha trajik özlüyorum.
Başa dönelim, en başa.
Boşluğa karaladığım kabataslak formundan dolayı aşkı
Tekrar tekrar, sürüncemeli sevgiler gibi
Ağır ağır yeniden düşlüyorum.
İnsan arada bir belki, daha sık şaşırır yolu
Dönemez sürüklenir.
Biri gelir, dizleri daha önceden yaralı
Gözleri yarı aralık, sözcükleri açık seçik.
Biri gelir durdurur
Bir kardanadam erir soğuk bahçelerde
Sabaha karşı sahil, gecenin son mavisindeyken,
Aşk içime gömülür.
Şimdi uyuyorsun belki,
Belki tam sohbetin ortasında balıkçının çığlığı duyulur.
İçinden geçen ince sızının hoşluğunda
Kayaların dibindeki yengeçlere takılır aklın
O bana yazdığın en güzel hikaye;
İyonların uzun kuyruklu gemileri hani,
Sessizce çekiliyor deniz,
Seni benden alarak….
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz