Duvar; birileri böyle söylemiş,
yoksul taşlar adına bağırmış.
Eşiğe dökülmüşüz, ömrümüz akıcı.
Sesimiz kesilmiş, yok çığlık.
Yok bir mahşerimiz dökülelim.
Tırnaklarımızdan söktük uzun yolculukları.
Neyleyelim gülün gölgesini, yok kelimeler.
Serin türküleri özledim, yok sığınaklar.
Yok umutlar, serin dudakların yok.
Bir yokluk kelimesidir yaşadığımız.
Yakılmaz herşeye rağmen fotoğraflar.
Yamaç değil midir suyu akıtan dereden?
Beden salınırda ayakların uçurumunda,
akıl yeri özler ve toprağı ve suyu
ve bir de varamadığımız kavgaları,
sokulup terleyemediğimiz kızları.
Garip bir kokudur toprağınki,
zamanın tüm maktülleri yatarda koynunda
kadından başka bir şey kokmaz.
Demiri kıvılcımlayan güç(ses yok).
Toprağı uyaran saban(ses yok)
ve sımsıcaklığıyla güneş(ses yok).
Ses vermek hayatın işleyicilerine.
Nehirleri akıtıp, kanamayı eyleyen
hayatın esmer işleyicilerine(ses yok).
Külleşerek bütün yangınlarda(hüzün)
(aşk anlatmaya zaman olacak)(hüzün)
düşünüp, düşleyip, umut edip (hüzün).
Çiçekler savaşacak canla başla.
Beyaz beyaz harfler konuşturacak bizi.
Biz konuştukça (kan yok)temizleneceğiz.
Biz konuştukça (kan yok) aşk çoğalacak,
gökyüzü temizlenecek bulut ölülerinden,
Zeus yere indirilecek, asasız kalacak,
toprağın gülen dudaklarının resmi
gökyüzünün gülen gözlerinin ışıltısında
bizim sesimizle yansıyacak(kan yok).
(kan yok,ses yok. çiçeklerde hüzün yok)
Renkler yalınız renkler heryerde.
Çiçekler kazandı kazanacak savaşı.
(kazanacaklar biz bunu söylüyoruz)
Çiçekler …
Yiğit çiçekler…
Güneşi ağırlayın bizim için.
Kelim kelim kelimeler serin önümüze
ve ne olur artık hiç susmayın.
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz