nedir bu?
ölüm mü
intihar oyunu mu
anlamsız bir çocukluk mu
nedir bu?
karanlık basmış her yanı
karanlıktamı kaybolmalı
aydınlığı mı bulmalı
sen istersen
git usulca ince ince
ay kaybolurken denizde
rüzgarın sesini dinle
uçuyor gibi kanatlanıp
süzülürken denize
küsmüş mü gökyüzü maviye
sitemli mi
acıklı bir hikaye bu
yaşanacak belli
yaşanmış belki
nedir bu?
kan kızılı mı petrol mavisi mi
yanıyor dumanlı ve de isli
kalıyor bir kor gibi
hani
düşerken denize derinliği göremezsin ya
konuşursun sesini duyuramazsın
onun gibi
yalancı yabancı ve de asi
yaslı gecelerde kaybolmuş bin mum alevi
işleyen bir kum saati
yavaş yavaş
derin derin anlam gözlerindeki

nedir bu zamana mı uymalı
kendine mi uydurmalı zamanı
hani düşüncemin en can alıcı yerinde
düşünceme düşersinde
sen el değmemiş göz görmemiş
toprakların arasında serpilmiş tohumlar gibi
yeşermemiş
hayele daldığımda yüzümde oluşan tebessüm gibi
düşünmesem olmuyor seni

nedir bu?
yalan mı kandırmarmaca oyunu mu
bu konuşan da kim
gün boyu susmadan durmadan
sanki yeni doğmuş bir çocuk gibi
hayatı yeni anlamış
sanki ben gibi

Osmaniye – 2002