Eksik ölümleri mi bu Eskimoların?
Tutunamadığımız ömür uzantıları mı?
Derinlere vuruyor artık küllerimiz.
Kurt, kuş, yansımalı güzellikler;
biz mi kuruttuk yolları? Unuttuk mu?
Yoksa yolculuklar mı terk eyledi sevdamızı?
Biri güzergahlarımızdan geçmiş bizden önce.
Çok yakınız uzak olmaya birbirimize.
(Bitirmek istemiyorum beni anla,
korkuyorum tekrar başlayamamaktan,
bundandır devam edişim hayata)
Gülmüyorum. Bunu anla ve kız.
Çoban ıslığı kulaklarımda söyler
en eski evlatlarını tarihin ve sazın.
Işık yükselir sesten önce benim şehirlerimde.
Karanlıksak; sessiz kalmak gökyüzümüz.
Karanlıksak ozanlarını dağların
imrenerek anlatırız kendimize.
Yollarda rastlıyorum tarihime,
tarihim yürüyen bir renkti sokaklarda,
tedirgin sabah serinliğidir tarihim.
Vedalı günbatımları, ve nice isimlerdir
Sayfa aralarından çıkan çocuk,
birşeylerle uğraşıyor belli,
belli ki çok önemli onun için,
belli ki düşünüyor nasıl çocuk olacağını,
ve bir çocuk silahı elinde.
Hiç nefret etmedi kuşlardan.
Sıcak hayvanlardır,sevilesi hayvanlar.
Ama öldürüyordu kuşları,çocukluk kanunları.
(Bitirmek istemiyorum beni anla
korkuyorum tekrar başlayamamaktan
bundandır devam edişim hayata)
Konuşacağı birşeyleri vardır suların.
Şırıltılarını duymaktı bizim işimiz,olmadı.
Son gürültüsünü koparabiliridi şehir.
(ki bunu yapmalı artık,bekliyoruz)
Devam edeceğim heykelleri kırmaya,
ellerim hep yumruk yürümeye
Ve bütün tüketmelere rağmen bitmemeye.
Bu benim ölüme inat devamlılığım
saklı bir sırdır biryerlerinde vücudumun.
Kelimelerimi böyle yaşacakmışım,
böyle gülecekmişim anlamaz makinalar.
Dostlarımı bırakmıyorum, makinalar alaycı
Çocuk sayfa arsından seyretti suları.
Bekledi, dinledi ve güldü makinalara.
Öldürdüğü kuşları sayıyor, şehre bakıyor.
Merhametin azabı oldu çocuğun ağlaması.
Bitirilecek birşey değil olmuyordu.
Ama çocuk bitirdi kuş ölümlerini.
Ağlayabilmenin karşılığıymış yaşamak.
(Bitirmek istemiyorum beni anla
korkuyorum tekrar başlayamamaktan
bundandır devam edişim hayata)
Çocuk burda kalmayacak hayır.
Bitirmek diye bir şey yok hayatımızda.
Bizim de beklediğimiz yolcular var
garların uğultulu ve ışıklı hüznünde.
Metal seslerinin yakınında duruyoruz.
Bitmeyecek dedik bir kere, bitmeyecek.
Otobüsler hep yakınlaşıp uzaklaşacaklar
ama biz hep yakın kalacağız uzak olmaya.
Sokaklara ayaklarımızla yazdığımız şey;
biz yaşamayı çocuklardan ve çiçeklerden,
şarkılardan ve kitaplardan öğrenmiyoruz
ama bunlardır yaşamamıza sebep.
Ağlayabilmenin karşılığıymış yaşamak.
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz