Karanlıktı dört bir yan,
Evlerin cılız ışıkları, ışıtamazdı güzel suratları.
Karanlıklar içinde kayıp bir şehirdi vatan.
Hem kendi kayıptı hem insanları.
Işık saçan tek şey ise,
Atılan bombaların yüreklere saçılan yangınlarıydı.
Uzaktan, çok uzaktan duyulurdu,
Küçük bir çocuğun hiç dinmeyen çığlıkları.
Yürekleri delip geçerdi, küçük gözler, küçük eller.
Yaşayan cesaretler, yeşeren umutlar vardı, vardı elbet
Ama…
Karın bahar çiçeklerini örttüğü gibi,
Örtüyordu korku umudu ve cesareti.
Kardan sonraki güneş gibi,
Karanlıklar arasından sızan ışık gibi,
Eritti karları, böldü karanlıkları.
O şanlı Türk,
O koca yürek,
Yılmayı, baş eğmeyi, sinmeyi değil;
Mücadeleyi, direnmeyi, kazanmayı öğretti.
İleriyi görmeyi, sözünü tutmayı, emek vermeyi öğretti.
Savaşmayı, silahlanmayı değil,
Kendini geliştirmeyi, insanı sevmeyi öğretti.
Beyaz perdede karanlık film oynatanların,
“Son” yazmayı unuttuklarını,
Ama,
Halkın filmin sonunu beklemeyi unutmadığını öğretti.
Yılmadı, umudunu yitirmedi,
Öldükten sonra da,
Atamız “koca yürek” imiz olacağını gösterdi.
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz