Murat’a…
Ekim (bu gittikçe çıkrığa benzemektir)
Tek başına bir mevsime bıçak çekmek
Yada bütün uçak seferlerine geç kalmak
İnsanlar gittikçe ekimde ölmeye eğiliyorlar
Ölüm dağılıyor, dağılıyor, dağılıyor
Habercisi çıngıraklardır ki
Düşüveriyor elimin en işlek yerin
Ve bir kâğıt sararıyor avuçlarımda
Dışarıda bir mevsimin iniltileri ıslatıyor çocukları
Birer birer açıyor kapılarını hüzün
Birer birer eksiliyor çırpınan yanlarım
Kâğıt Sararıyor akşamlara yayarak kendini
Ben Ellerimi Koruyorum titreyen bir yürekle
Yanıyor özneler, Bütün şiirler Acıyı övüyor
Akşam zaten en fesat evladı ömrümün
Giderken bırakacağım hüzünler var bu şehre
Hazır olun ey taştan aksesuarları sokakların
Rüzgar savurmak için esiyor fırtınamın artık kelimelerini
Zamana kara çocuklarla büyüyen
Kötürüm ve büyük sulara konuğum
Bana hasmımı hatırlat
Deli çocuk
Onun yüzündeki zehirli tanrı sarmaşıklarını
Büyük büyük çizgilerle seni yıkıyorum boyutsuzluğa
Ben kanını akıttığın Yakup
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz