bütün uzun yolların gittiği yer kısacık anlar oluyor…
Yaşam da öyle;
belirsizlikler,
beklemişlikler,
düşler,
yarınlar,
özlemler vs…
ne yapacağını bilemediğin
bir sürü istekle
hepsinin karşısına tek tek çıktığında
tökezleyip kalıyorsun.
Tüm beklemişliklerinin çıktığı yer
saatinde gelmeyen kalabalık bir otobüs oluyor,
düşlerin ise her sabah kendini güne teslim ediyor,
yarınları bugünden planlayamadığından
anlara dahil yaşıyorsun
ve özlemler
sıra sıra dizilmiş binlerce kum tanesi
gibi her biri bir esintiyle dağılıyorlar
ama küçüklükleriyle derin izler bırakabiliyorlar…
Sonuçsuzluğa adıyorsun zamanı
ve gelip gidenleri seyrediyorsun
arada bir katılıyor gidiyorsun
arada bir de sen sürüklüyorsun
ama çoğunlukla seyirci oluyorsun gidişe…
Tüm gidişlerin nereye olduğunu bilmeden…
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz