Karanlıklar çıkar derler ya aydınlığa
bugün tüm karanlıklar inat ediyor çıkmamak için aydınlığa
zaten hava da kasvetli.
Yağmak ve dağılmak arasında gidip gidip geliyor.
Ruhumu hicrana sarıp tüttürüyor,
derin bir nefes çekiyor sonra
dumanıyla havaya şekiller yapmaya başlıyor tüm şekilsizliğiyle
ben kayboluyorum havada…
Bulut olmak istiyorken su oldum,
çağlayan olmak istiyorken gölet oldum,
güneş olmak isterken ay,
yıldız olmak isterken soğuk gezegenler oldum…
Olmak bir yerlerinde yaşamın ama neresinde…
Yaşam kısır döngülerle devir ederken kendini
papatya kokulu sabahlarla başlıyor her bir anına…
Papatya kokulu sabahlar kendini
kuş sesleri içinde günün keşmekeşliğine ve çılgınlığına devrediyor
egsoz kokuları ve motor sesleri arasında…
Gün nereye gider bilinmez
bir sonraki anın ne getireceği de…
Tüm belirsiz anlara sadece düşleri yerleştirerek
devam eden gün de akşama varırken
geriye sadece enkaz yığını bedenler bırakıyor.
Düşlerle yeni yarınlara varmak…
Nasıl…
Yol ol…
Ve göster kaybolmak üzereyim
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz