kalbimin ovaları, dağları vardı.
ulaşılmaz yamaçları,
sarpları vardı.
ovalarında güller açmazdı ama
yaban çiçekleri vardı.

bir de bu dağın karşıki dağı vardı.
gönül bağı vardı dağın
sevdiği vardı.

elleri yoktu tutamazdı.
kolları yoktu saramazdı.
ayakları yoktu koşamazdı.
birtek sevgisi vardı
dağlar kadardı.

yıllarca karlı rüzgarlarını savurdu
karşıki dağa
rüzgarlar vurdu dağın yamaçlarına
dağ üşüdü, dağ titredi
dedi ki kimdir bu?
böylesine soğuk, böylesine buz gibi

dili yoktu ki karşıki dağın
bağıramazdı, haykıramazdı.
elleri yoktu tutamazdı.
ayakları yoktu koşamazdı.
sevgisini anlatamazdı.

buzdan bir dağ gibi
karşıki dağa bakardı.
ama umudu vardı.
yemyeşil ovalar gibi yeşil.
rüyaları vardı.
rüyalarında karşıki dağı görürdü.
el-eleydiler, kol-kolaydılar.
omuz omuza vermişlerdi;
sıra dağlar gibi.