İki karanlık ışıktı yolumda duran.
Kalbimde heyecan,
İçimde yılan…
Ve Erzurum ayazı,
Halepçe çıkmazı,
Necef’in matemi içime vuran.
Sakin, kırılgan,
Öfkesiz bir öfke…
Aldığım her nefes iki kişilik…
Birisi aklıma,
Diğeri ömrüme kelepçe…
Nereye gitsem karşımda,
Ölüm gibi Halepçe…
İki karanlık ışıktı.
Gömleği yırtıktı.
Adı Yusuf’tu.
Mapusun ardında mahzun mu mahzun…
İçimi acıtan, kolu kırıktı.
İki karanlık ışıktı.
Pir-i Kenan’ın yüzünü gördüm.
Kandı, kansızdı.
Gözlerine inen iki perdenin
Biri ölüm koksa,
Diğeri umuttu.
Cansızdı.
Kenan’ın gözünden gökleri gördüm.
Yusuf’un matemi gökte buluttu.
İki karanlık ışıktı,
Gövdesiz gövdemi hançerleyen.
Güçlünün güçsüze ettiği,
Şeytanın göklere vurduğu sonumdu.
Irak’taydı, Filistin’deydi.
Çeçen’di, Türkmen’di,
Halepçeliydi.
Tetiği çekenin gönlü kelepçeliydi.
İki karanlık heceydi.
‘Ö-LÜM’dü.
Samsun – 10.09.2004
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz