Hüznün yaprakları dökülüyor içimde usulca ve sessizce
Hasret rüzgarları esiyor hep gönlümde dilediğince
Sonbahar yağmurları çiseliyor ruhumda ince ince
En az yıldızlar kadar uzağım neşeye, sevince
Kederler bedenimi sarıyor ateşten bir elbise gibi
Sıcaklığıyla yanıp kavruluyorum kuru bir yaprak misali
Gözlerimin önünden gitmek bilmiyor sevdiğimin hayali
Sararıp soluyor benliğim hazandaki bir güle dönüyor hali
Bir yalnızlık senfonisi çalınıyor sanki kulaklarımda
İsmin yankılanıyor dağlarda, çatlamış dudaklarımda
Aşkın gözyaşları akıyor sicim gibi solgun yanaklarımda
Elem yüklü bir seyranım hiç derman yok ayaklarımda
Gözlerim dalıp gidiyor kan kızılı bir ufka bakarak
Açıyorum gönül sayfalarını aşkımın yaprak yaprak
Okuyorum bir bir onları içim hep kan ağlayarak
Yırtıyorum tek tek hepsini yüreğimi dağlayarak
Bir sonbahar gecesi çekip gittin beni ardında bırakıp
Ruhum açmazlarda, isyanlarda hep hasrete demir atıp
Talan ettin tüm dünyamı harab ettin beni yakıp yıkıp
Anlıyorum ki hata etmişim o tatlı sözlerine kanıp
İstanbul – Ekim 2005
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz