dünyanın değiştiği bu zamanda
kokmuş ceset iğrençliğinde aşklar yaşıyorduk
sevmenin ne olduğunu çoktan unutmuştuk
sevmeden aşkı yaşamayı öğrenmiştik
günübirlik ilişkiler kuruyorduk hep
dünya evine giren çiftler arasında
kim erkek, kim kadın anlayamıyorduk
oysa bir ilişkiye bir kadın, bir erkek yeterliydi.
kadınların eşitlik pahasına yıktığı evlilikleri normal sayıyorduk
aldatmak günah sayılmıyordu her seviyede
ve şeytanın emekliye ayrıldığı bu zamanda
aşkı ihanetle eş değer kılıyorduk
kendimize bile güvenmiyorduk
ve böyle yaşamayı kader belliyorduk kendimize
leyla ile mecnun masal geliyordu kulaklarımıza
çünkü biz onlara inanmıyorduk, inanamıyorduk..
hormonlu ilişkiler sürüyorduk kalbimize
büyük ama tatsız aşlar yaşıyorduk hep
kendimizi arıyorduk daha el sürülmemiş, olmayan yerlerde
içki, ilaç niyetine satılıyordu aşıklara
aşık neydi biz onu bile bilmiyorduk
ne zaman birine sevdalansak
azarlanıyorduk
sevmek, haram ve gereksiz sayılıyordu kalplerde
sevemeden aşkı yaşamayı öğreniyorduk
sevmeden özlemeyi hasret belliyorduk kendimize
günübirlik ilişkiler kuruyorduk,
sonsuza değin uzanan..
derken dünya evine giriyorduk
kim baba kim anne anlayamıyorduk
eşitlik denilen çirkef oyunlara kanıyorduk
kadınlarımızı koruyamıyorduk
çünkü biz kadınlara düşman olmuştuk
ne zaman sipere yatsak
pembe dizi saçmalığında ihanetleri seyrediyorduk
aldatmanın romanını bile yazıyorduk derken
bir kurşunla öldürmeyi kutsal sayıyorduk
bir kurşunla ölmeyi haram
leyla ile mecnunu masal gibi dinliyorduk
hep imreniyorduk onlara ama hiçbir zaman inanmıyorduk
inanamıyorduk
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz