Havuz dersem demir ve harç değil,
Aslında çok basit, azıcık üzerine eğil.

Zamanı gelip harcanacak olan paralar,
Hazinede dursa… Artı olarak ne doğar?

Onları götürüp yatırmalı bir bankaya,
Falanca banka… ޞubesi de olsun, “Çankaya”…

Pazarlık sonucu, şu kadar, toplam “şu” faize,
ޞu kadarını da açıktan “büyükler”imize.

Hasılı devletin kazancı da “şu” kadar olacak,
Vade sonunda ana para da bize kalacak.

Devlet muhtaç elbette çok miktarda borç alır,
“Çankaya” şubesi pazarlıkta hep sona kalır.

Anlaşma tamam, faiz evvelki “şu” nun iki katı,
Yedi mi devletimiz “şu” kadar büyük tokatı?

Gördün mü? Devlet kendi parasına faiz ödedi,
“Üç buçuk” zengine, al bu da diyetin dedi.

“Çankaya” köşe, “büyük”lerimiz de dünden razı,
Bu soygun, “büyük”lerle “Çankaya”nın çaprazı…

Ortak bir hesap olsa da, artan paralar yığılsa,
Kredi ihtiyacına burası yeterlidir nasılsa,

Hazinenin aldıkları ve verdikleri devletin,
“Üç buçuk” zengin yerine, gelirler bu milletin.

“Üç buçuk’u temsil edenleri hep biz seçmişiz,
Soyulmuş, edebiyatla kendimizden geçmişiz.

Milletine ver, akbabalardan kestiğin yemi.
Sen bunu yapabilirsen, budur havuz sistemi…

İstanbul – 07.05.2004