Üye Girişi »     
Gül&Can

Gül ve canı olanlara

Gülün ruhu kokuysa, benim ruhum da candır
Hayatımın hayat olduğunu hatırlatan, sevda yayan gülcandır

Dalında bir gül görsem kaplar içimi heyecan
Dünya bir zerre eder mi sen yanımdayken gülcan

Güle aşık bülbül, nasıl öterse candan
Dünyam kara zindan olsa da ben vazgeçmem gülcandan

Bu tutku bu hasret eritse de bu canımı
Güle tutkun kalbimle seviyorum gülcanımı

Peşinden gidilmez ki kapkara bir sevdanın
Bulamadım dengini şu dünyada gülcanın

Ömr-ü hayatımız kısa olsa da, dolsa da hüzün ve kanla
Dünyam değil sadece benim, ahiretim gülcanla

Sevgi dolu bir bakış çok mu seven insana
Bir tebessüm tatlı dil, can kurbandır gülcana

Güllerime şaheser sadece benim sultanım
Dertlerime de derman olur musun be gülcanım

Bela gününde Allah’tan bir hayat istedim bir de can
Dünya’da ikinci bir hayat niyetine geldi imtihanıma gülcan

Bu kadar cilve aşığı usandırır elbet sonunda
Benim gönül çiçeğim, pembe gülüm gülcanda

Hava kızıllaşıyor git gide, etraf geçilmiyor yağmurdan
Aşk gibi yağıyor sabahlarıma sessizlik gülcandan

Bilin ki ölmem asla üç kuruşluk bir düşmandan
Ama bilin ki ölürüm bir zerre sözüyle gülcandan

Bir uğraşla servinin kaderini bağladık turnaya
Bir yel yolladık sevginin taze yerlerinden gülcana

Hepsi benimdir hepsi hayatımdır semadaki yıldızların
İsterse hepsi olur tek bir sözle tek bir gülüşle gülcanın

Bir gül soldu diyorlar kocacan çayırda
Düşünüyorum kendi kendime ya solan gül gülcansa

Vermese hayat bana bu fani tadı
Düşünürüm hemen sürme gözlü gülcanı

Ne olurdu kader yazsaydın yazımı gülşenin yamaçlarına
Götürseydin beni dalında su bekleyen gülcanıma

Güller demiş ne yaparız biz gurbette bir gül canımıza
Kim bakar bizim yokluğumuzda leyla gibi gülcanımıza

Hayat demlenirken bir fersiz mumun kollarında
Nice ayrılıklar bitmiş köksüz fidan gibi gülcanımda

Bir rençber için işse toprağı sulamayı
Benim içinde öyledir sevmek gülcanı

Gün gelir de bitirse burada işlerim, dolarsa vakt-i zamanım
Son nefesimde görmek isterim yüzünü, gül yüzlü gülcanın

Orkestra çalıyor uzakta, herkesin ağzında ilk söz aşkım
Benim hafi gönlümde mütevazı aşkımın mütevazı süsü gülcanım

Ne demiş şair “susarsam ardımda kuşkunun ayakları” *
Sussa da unutamadım bir türlü kuşkusuz gülcanı

Ne kadar geç olsa da artık günlerim de sabahlar
Bir sevgili uğruna ağlar nice talihsiz gülcanlar

ޞirin nice zorlukla olsa da sonunda Ferhat’ındır
Benim kalbim şüphesiz ki bir tek gülcanındır

Sana anlatmam için kalbimdeki o derin aşktan
Bilmen lazım ki bu sevda bana geliyor gülcandan

Yaprak dökülürken uçkur yolların kaldırımlarında
Sevdam yazıyor yaprakların altında bir tek gülcanıma

ޞimdi destanlık aşklar da bir tadımlık
Benim ben olduğum günler sadece gülcanlık

Bir film gibi başlardı sonunda olurdu destan
Sen oldun bu efsanenin kahramanı ey gülcan

Sevgimi, sevdamı, aşkımı dökemiyorum kağıda
Çünkü, hepsi yıllardır daimi oldu gülcana

Elaleme artık oldu her şey ayan, kalmadı duymayan
Milletin ağzında tek bir söz o da gülcan

Bir tren rayından nasıl geçerse trenler endamıyla
benim gönlüm kendini bulur gülcanıyla

Islak çıplak yollar alıp götürdü seni uzaklara
Düşlerinle eriyip gittip uçurumlu kolllara bir tek gülcanımla

hava karanlık, bir tek ışık var sokak lambalarında
sevgisiz geçen ömrümde sadece gülcanımda

umudum umutsuzluk olduğu oldu günlerce aylarca
bir uzak ışık oluverir, aydınlar çevrem gülcanla

geceleri oturur sabahlara kadar mahallenin kaldırımlarında
herkes panik olur, bu sevgi nasıl geldi diye gülcana

sahte adlarla aranır durulur saatlerce konuşulur sahte bir aşkla
bu saflık, bu iç güzellik bir tek vardır gülcanımda

bu yalancı sevda temizler kendini ateşle ve kanla
temizlik sağlanmış olur, bembeyaz ümitli gülcanla

bir kuytu ara sokaklarda imanlı dualar gibi gamlı
binlerce kişi gösteriyor dünyanın tadı tuzu diye gülcanı

düşüncelerim bu semtten bu diyardan çok uzakta
bir aşk şarkısı çalıyor aşkla birlikte gülcanda

kadere boyun eğenler yaşıyorlar bir tek burada
rüyalar görülüyor gündüz misali gülcanda

zamanı sordular bilemedim, aklım çok gitti uzaklara
rezillik olmasın diye söyledim; üç beş yıl var gülcana

bir yaz yağmuru yağmıştı açıvermiş havayı
hissediverdim gördüm hakikatle gülcanı

yaşıyoruz bakalım evrenin en safında
ruh açan çiçeğin ilk ve son gülcanında

her karnımız doyduğunda diyoruz şükür Allah’a
ben de her yıldız vakti dua ediyorum mutlu olsun diye gülcana

ne zaman zevk alırsak bakmaya bir manzaraya
gönlüm hep ziyan olur bakmak için gülcana

ayten vardı bu zamana kadar o şimdi kaldı hatıralarda
şimdi başlıyor artık tüm sevdalar leyladan sonra gülcanda

rüya gibi günler vardı, altın gibi yapraklar
her nefes alışımda rahat ediyor mu ki nice gülcanlar

Eyüp’ün kenarı taşlı yontulmuş sokaklarında
oradaydı duruyordu masum bir köşede gülcan da

ne şiirler yazılsa asır boyu ne destanlar
asla tükenmek bilmez arsızca sonsuz gülcanlar

tenha bir yolda eserse gül kokularıyla rüzgarım
boş sokakların gülü mü oldun be gülcanım

öylece durup bir cevher kadar duran suda
en güzel görünüyor yeni resim gibi gülcanda

istediği kadar deseler bile Kanlıca’nın ihtiyarlarına
vazgeçmem artık, canımı koydum gül kokulu gülcanıma

onunla ölmek sıkıntı vermiyor tüm rahatlığıyla
ölüm yoksa bile ölmek isterim ben gülcanımla

Yüreğini son bir defa koy yanağıma,
İstersen giderim ben başka bir gülcanıma

Kapkara bir gecenin, yıldızsız koynundayım
Kupkuru bir aşkın gülcansızlığındayım

* Hüseyin Akın

İstanbul – 2002



İzlenme: 52 Görüntüleme
Puan:
1 Star2 Stars3 Stars4 Stars5 Stars (No Ratings Yet)
Loading...
Ekleyen: admin

Yorumlar

Yorum Yaz