Takılır zülfünün eteğine bir gül
Sırtında bol fırfırlı kırmızı entari
Göğsünde ince dantelalı bir tül
Dumanlı meyhane gibidir gözleri.

Çözer göğsünden üç beş düğmesini
Ha desen kişneyecek doru tay gibi
Dudaklar babil gülü de ki koryığını
Nemli düşlere dalarsın buğulu sesinde

Taze birgül gibi narin dal gibi ince
Hem şarkı söyler hem dans eder gülbeyaz
Yanışını görmek isterseniz bir ocağın
Göğüs yaylasına bakıverin eğilince

Hangi sevda çölünde ıslattıysa sesini
O gün bugün sönmemiş bağrının alevi
Gümüş bacaklar tamamlamış aşk abidesini
Andırır içmek için doldurulmuş aşk badesini

İşte burada şiire bir düğüm atılır
Adı gülbeyaz hayat yel gibi darmadağın
Izdırab için yoğurmuş hamurunu felek
Yüzü güler içinde orman yanar gülbeyazın.

O dans ettikçe akşamları meyhanede
Herkes onu en mutlu kadın sanır
Oysa her gece yanık yüreğinin feryadı
Binbir ah olurda göklere uzanır.

Berlin – 04.06.2001
Kaynak: