gülün dikeni dikenin gülü
aşkın dünü vardır bir de bugünü
aşk için doğurdum kendimi
gözlerini gördüm göreli
incecik dokundun bana bir ay kırılacak gibi
incecik dokundun bana kırlangıçlar dağılacak gibi
parmaklarının ucunda bir hayat müjdesi
aşk için açtım gözlerimi
duyar duymaz kokusunu gül bahçelerinin
sıcacık baktın bana bir tipiyi dindirir gibi
sıcacık baktın bana bir yangını diriltir gibi
gözlerinin siyahında küçük bir çocuğun aksi
kokusu gülün mecnunu bülbülün
yoktur aşkın kavuşması ayrılık ölüm
aşk için yürüdüm
alacakaranlığında günün ve söğüdün
ne zaman ürkse su kuşları sesime sesin değdi
ne zaman karanlık gelse elime elin değdi
ellerin bütün bir hayat için verilmiş yemindi
gülün kırmızısı gölgesinin siyahı
her aşkın içinde gizlidir ayrılığı
aşk için büyüdüm
uzak kentlerden geçtim
uzun yolculukları denedim
gittim sokaklar taş
gittim örtük kalpler ve kapılar
kime gittiysem yalnızlık
kimden geldiysem gül ölüleri
özleyip durdum seni
bir çocuk nasıl özlerse annesini
nasıl özlerse bir çocuk baba evini
gülün nazı bülbülün hazanı
gül solsa bülbül kan kırmızı
şimdi sonuna geldim
kokuların renklerin
düşlerin sonuna
kelimelerin beyazların pembelerin
şimdi sonuna geldim
sonuna kalbimin
Allah aşkına yeniden doğur beni!
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz