Gitmek istiyorum, bir tek ceketimi alıp da,
Ne işe yaradım ki, şimdiye kadar kalıp da.
Kalsam ne olur ki? Göründü hayatımın dibi,
Giderim, Evliya Çelebi gibi, Yunus gibi.
Belki bir çöle giderim, Mecnunları avutan,
Ya da alçak bir göle… Zalim kavimleri yutan.
Kaf dağı denilen bir yer varmış, çok çok uzakta,
Su ve azık bulabilir miyim ara durakta?
Beni gönderen şeytan mı, melek mi, ins mi, cin mi?
Günahım çok da, bu gidişim teselli için mi?
Ama nereye gitmeliyim? Ah keşke bilseydim,
Ab-ı hayatla, ömrümü yenileyebilseydim.
Sahi mümkün mü ömrü bir kerecik yenilemek?
Geri gelir mi, yanlışlarım, boşa giden emek?
Farzedelim ki yeniden en başa döndürüldüm,
Çöz çöz, biter mi, bunca yanlış bağladığım düğüm?
Ah kafa! Değerlendirmeliydin verilen ömrü,
Yüz akıyla devrederdin şimdi emanet mührü.
İstanbul – 28.04.2004
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz