Vay seni gönlüm vay!..
Vay garibim..
Sana mı kaldı aşk?
Neyine senin sevmek?
Hala aklın başına gelmedi demi?
Hala uslanmadın
Ama ne yapacaksın, sen de haklısın
Sevmek güzel, sevilmek de
Ama sevip de sevildiğini bilmek
Sen sevdin,
Belki sevildin, belki sevilmedin.
Nerden bileceksin?
Ama sen sevdin
Suç değildi biliyordun,
Ama sanki suçluymuşsun gibi çekiniyordun.
Belki kendinden, belki kendinin gördüğünden
Ama çekiniyordun işte
Ayrılık sana zor geliyordu,
Dayanamıyordun.
Hep korkuyordun ayrılıktan.
“Ölsem” derdin,
“Ölsem de ayrılığı görmesem”
Ölümden daha acıydı sana ayrılık.
Ama nerden bilecektin,
Soğuk, karanlık ve sessiz bir Aralık günü
Nefes alırken ölümü tadacağını
Sen de suçluydun ama.
Neyine senin sevmek?
Sana mı kaldı aşk?
Ne diye daldın sanki deryaya,
Suya olan korkunla
Yalnızdın.
Yalnızlığın arkasına atılmıştın.
Sanki demir parmaklıklar arkasında,
Tek başına kaldığın karanlık bir odada,
Günışığına hasret gibi
Sevgiye, aşka hasrettin
Buldun sevdanı,
Hem de en vazgeçilmez olanını.
Bir gül kokusu duyardın onda,
Sanki deryalara dalardın gözlerinde.
Çiçekleri okşardın sanki yüzünde.
Sanki fırtınaya kapılırdın dalgalanan zülfünde.
Güle benzetir, gülüm derdin.
Ama dikeninin batacağını nerden bilecektin garibim?
Kolay mı sanıyordun sen sevmeyi?
Becerebilecek miydin?
Sevdalanmak zordur gönlüm,
Sevda çekmek zordur.
Belki becerecektin,
Ama
Sen sevdin.
Öyle ki, bakamıyordun bile yüzüne,
Kıyamıyordun
Ayakların hep peşindeydi,
Sen peşinde.
Belki o kaçıyordu,
Ama
Hatırlarsın,
Bir gün hafiften bir rüzgâr değdi yüzüne,
Kıskandın rüzgârı.
“Şimdi gidip sevdamın da yüzünü okşar” diye,
“Dokunur siyah zülfüne” diye.
Küstün rüzgâra çocuk gibi.
O da inadına esti ardı ardına
Çocuk değildin belki,
Ama
Hatırlarsın,
Bir gün baktın pencerenden,
Gün doğuyordu.
Yine kıskandın.
“Benden önce görecek sevdamı” diye.
“Benden önce gülecek yüzüne” diye.
Seviyordun garibim ne yapacaksın!…
Artık rüzgâra da küs değilsin, günışığına da.
Hatta rüzgâra fısıldıyorsun sevdanı.
Başka çaren mi var?
Belki o da duyuyor sevdanı,
Belki duymuyor,
Ama
Ara sıra bakardın gözlerine fark ettirmeden.
Ürkek bir serçe gibiydi.
İstemezdin ürkmesini,
Korkmasını.
İçin acırdı, bedenin çekilirdi çünkü
Gel gör ki yine yalnızsın garibim
Yine yalnızlık
Elden gelen hiçbir şey
Bir ufak veda, bir yaşlı bakış.
Kendince büyük, ona göre küçük sevdan
Sessizlik sağında,
Kimsesizlik solunda
Tepene üşüşür bakışları,
Gülücükleri
İçinde kaldığın, hüznün karanlık hücreleri
Aman gönlüm!…
Çek derin bir Of!..
Yasla başını dağlara,
Dök derdini kuşlara.
Bulursun belki dermanı bu yarana.
Bu arada,
Sakın yiğitlik yapma yarana.
Kim bilir belki kanar,
Döner uçsuz bucaksız deryalara
Belki bir gün o da karşılık verir sevdana
Ama gönlüm şunu bil ki,
Neyse bilme boşver
Bilsen ne fark eder, bilmesen ne
Çal bizim oralardan bir hava.
Çek sigarandan bir kez daha.
Nefes mi lazım bundan sonra sanki sana…
Elveda gülüm,
Elveda
Kırıkkale – 12.09.2006
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz