Deryalarda poyraz olup;
Süzüm-süzüm süzüleydim�
Atlas yelken ardı sıra;
Büzüm-büzüm büzüleydim�
Sûrun titrettiği “sayh”a,
Firdevs Cennet’te misk, “rayh”a,
Elest Bezm’de, Mahfûz Levh’a;
Yazım-yazım yazılaydım�
Mizmar-ı Davût!ta dizin,
Hazret-i Yakûb!da hüzün,
Hasretiyle Yûsuf Yüzün;
Üzüm-üzüm üzüleydim�
Olaydım aşıklarda aşk,
Mâşûkların meşkinde meşk,
Tûr Dağı!nda parlayan ışk;
Sezim-sezim sezileydim�
Zâkirûn!a olaydım baş,
Halîl!in sofrasında aş,
Kerbelâ!da gözlerde yaş;
Dizim-dizim dizileydim�
Etmezler gayrıya minnet;
İstikametleri sünnet;
Olaydım “Cân”lara cennet;
Gezim-gezim gezileydim�
Adımında vardır vezin;
Rasûl’den alsaydım izin;
Peşinde; bastığı izin;
Ezim-ezim ezileydim�
Sözüm durur; dilim kıprak;
Araladım yaprak-yaprak�
“Gül” dibinde olup toprak;
Kazım-kazım kazılaydım�
Ne yazım ben; ne de güzüm;
Bağbân’sız yetim, öksüzüm�
Cennet Bağ’da olup üzüm;
Bozum-bozum bozulaydım�
Anlatabilsem bu kısmı;
Dost etsem hasımla hasmı..
Olsaydım “Kamu”nun resmi;
Çizim-çizim çizileydim�
Dallı Mustafa; gizlerim..
Giz doludur ki; “giz”lerim (*)
Hâlık’ım dinler sözlerim;
Çözüm-çözüm çözüleydim�
(*) Giz: Sır
Sarıcakaya – 12.03.2007
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz