Çakıl taşlarını bilirsin
Asla yalnız kalmazlar
Onlar çakıl taşlarıdır
Çakıl taşı olamazlar
İçlerinden bazıları pek bir haşarı olur
Farkedilmek ister durmadan
Bas bas bağırır, hoplar zıplar
Ama bırakıp gitmez arkadaşlarını da
Sevdiğinden
Ama bilmediğin birşey var
Çakıl taşlarının umrunda değildir çakıl taşı
Dalgalar alsın götürsün
Farkına bile varmazlar
Bir gün sevimli bir çocuk iner sahile
Alır o çakıl taşını eline
Çakıl taşları yoktur artık çakıl taşı vardır
Çocuk değer verir ona; sever, okşar
O zaman farkına varır diğerleri
Habis bir kıskançlık duyarlar bizimkine
“Keşke biz de çakıl taşı olabilseydik
Bizi biz yapan benlermiş anlayabilseydik”
Aradan saatler geçer
Sıkılır çocuk sevdiğinden
Etraflıca düşünmez üzerinde
Fırlatır atar bizimkini denizin orta yerine
Sayısız çakıl taşı
Çakıl taşlarına dönüşür tekrardan
Unutulup gitmiştir her şey
Fırlatılıp atılmaktan evladır eski düzen
Eski köy eski köy olmuştur
Bizimki meyus, kıyıya yüzerken…
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz