geç kaldın, artık yetişemedin;
ne döneceğin bir yol,
ne çalacağın bir kapın yok,
korsan gemilerle basılmış,
kirlenmiş denizlerin
“burada öyle biri yok”

dilinde gerçekleri çarpıtan yalancı;
topraklarında rehinem az,
elimde delillerim çok.
bütün perdelerim sana küs,
yüzüne yabancı
“burada öyle biri yok”

son silkinişte ayıldım, kendime geldim.
boşuna kapımda parçalama yumruklarını.
kolaya kaçtım, üzerine devirdim
bütün çıkmazlarımı,
artık eşiğimden çıkışın yok

“burada öyle biri yok”

melek teninde şeytan dolamacı;
bu düzenden çok geçtim,
artık karnım tok!
bunu söylemek belki çok acı
“burada öyle biri yok”

Ankara – 2006