Akşamüstüdür vakit
Güneşle gölgenin son dansı sahnede
Ufuk kızarır sonra herşey kararır
Tutar elinden gölgenin ay ışığı
Kim neyi nasıl umar
Geceler karartır günahları
Gölgeler düşer peşine
Ayışığında bile tazedir bulutlar
İçinde tomurcuklanmış umutlar
Güneşi ve aydınlığı beklerler
Birileri sabahı bekleyemez
Kuytularda gizlenemez
Tenhalarda kabarır ihtiraslar
Denizler susar çağlayanlar susar
Baykuşlarla yarasalara kalır meydan
Ve bütün masumlar uyur
Melek suretli şeytanlar nöbete kalır
Günahkarlara geceleyin gün doğar
Karanlıklarla mesaileri başlar
Ve masumlar uykularında vurulur
Bombalar çizer taze hayatları
Düşer toprağa ham meyveler
Bir tutam cennet karşılığında
Peşlerinden sürüklenir ağaçlar
Ve zalimler kan doldurur kadehlerine
İçerler kana kana çılgın rakslarla
İnsan denen mahluktan
Utanır çekilir meydandan sırtlanlar
Gözyaşları yetmez der
İntiharı seçer timsahlar
Ve sabaha karşı üleşirler ganimetleri
Sayarlar ölüleri
Çekilirler çelikten inlerine
Buchen – Ekim 2006
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz