“Her yolculuk, kendinden kaçış mıdır
kendine varış mı?” der şair.
Hızlı trenin ormanı kalbinden delerek geçtiği
Binbir renkli çiçeklerin sabah tanıyla mahmurluğundan uyandığı
Amsterdam-Paris seferinde bir ülke by-pass edilmişti ne gam
Tanrı, bizi unutulan ülkeler arasında olmaktan korusun
Havaalanı endamında Paris Central garında elde bavul,
Yaşanacak sadece 18 saat vardı
Gardan çıkıp kafamın dikine ilk otele adım basarken
Bu kadar güzel, antik ve uygun bir şans beklenmezdi tabii ki
Yatağa atılan eşyalar, anında yollara firar
Sabaha sarkan bir geceye sığdırılan kilometrelerce keşif yürüyüşü
Bir kabare show
İlginç yol arkadaşları
Eyfel’den mükemmel bir gece bakışı atmadan olur mu?
Yorgun beden, ama 2 saatlik uyku
Sanatçı şehri Paris’te Montmarte’sız gezi tamamlanmaz değil mi?
Öğleden sonra dönüşe varken 3 saat
Yolda çevirip bir şey soran Fransız
Olaya Fransız kalan şair
Halbuki evrensel dildi konuşmak istediği
Fiyatta anlaşırsak
Çok güzelsin ama işim var diyorum İngilizce
Şaşkın bakışlarla arkamdan bakarken
Tablolar çizilmekte onlarca merdivenli tepenin ardında
Bir portreye namzet oluyorum ben de
Zaman tünelinde bulutların üzerindeyim sanki
Allahtan Paris işgalde değil!
Kilisede bütün güzellikler için duamı
Ediyorum
Ve Amsterdam’a geri dönüyorum
Soru hala cevapsız kafamda
Kendimden mi kaçıyorum, kendime mi varıyorum?
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz