bu nasıl bir kaçış?
elle tutulur bir rüya gibi yaşadım seni
bir rüya gibi indi gök avuçlarıma
göğsüne sığındığım
batık bir gemi gibi yerinden memnun
demirlerimi sana attığım okyanusumdun
dilim oldun kalemimde
dize dize çözüldüğüm
gözüm oldun
kör gecelerimde güneşi bestelediğim
umudum oldun uçurum eteklerinde
yüreğine tutunduğum
göz yaşım oldun isyanlarımda
kadınlığımda kıskançlığım
yalnızlığımda,
bir idam mangası tüm çıkmazlarıma
dünüm oldun bugünüm oldun
balta girmemiş orman gibi
sevgilerimi sergiledim avuçlarına
yarınlarıma açılacak kapıların
anahtarlarını bağışladım sana
sevdim seni
kadınca duygularımın coşkusuyla
yaşanmamış özlemlerimin adına
insancıl duygularımın doğrultusunda
bir bebeğin masum sığınma duygusunda
sevdim seni
karınca kararınca değil
sevdim seni
kadınca
anlayabiliyor musun?
adam gibi sen de
sevebiliyor musun?
ben sevdim mi ölümüne severim
ölümüne severim…
umut hep içimde
hep benimle
bu yürek zannettiğin kadar zayıf değil
bakma aynalardaki görüntüye
aldanma yalancı gülüşlerdeki sahte ilgiye
bakma ”seviyorum” diye yalandan
etrafında pervane geçinenlere
kaç kişi sana gecelerden çığlık oldu
kaç kişi sana çiğ damlasından sevgi dokudu
kaç kişi kanat oldu rüzgarlarına
kaç kişi dua umutlarına, kaç kişi?
sevdim seni
denizinde dalga gibi
sevdim seni
hamurda maya gibi
sevdim seni
etle tırnak gibi
sevdim seni
yağmurun bulutu sevdiği gibi
toprağın yağmuru sevdiği gibi
yağmur sonrası topraktaki koku gibi
taze ekmek gibi
sevdim seni
canım gibi
ben sevdim mi canına severim
ölümüne severim
ölümüne
09.01.2002
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz