Kasketini çıkarır, sağ dizine koyardı
Giderdi uzaklara, yavaş yavaş dalardı
Dökerdi içini hep, o siyah taşlarına
Usulca yavaş yavaş,çekerdi onu babam
İnce bardaklı çayı, bir neşeli İçerdi
Gözümün önündeydi, o günler bugün gibi
Bir o siyah tesbihi, bir de kırma kasketi
Babamdan bana kalan, bu tesbih daneleri
Yoksuldu benim babam,o kadarda onurlu
Hiç kimsenin yanında, yıkılmazdı gururu
Ne kusur vurdu yüze, nede bir kusur buldu
Elindeki tesbihi, o kendine dost buldu
Öyle koca yürekli, bu adam benim babam
Dünya malına değil,gönüle meyil verdi
Ne bir kalp kırdı nede, kötü bir söz söylerdi
O siyah tesbileri, usanmadan çekerdi
Babamın dostu çoktu, yanında kimse yoktu
O karanlık günlerde, kapıyı açan yoktu
Çocukları çok küçük,babam hasta yorgundu
Tarlamız kırda yandı, evde rızık ta yoktu
Aldım bir gün elime,o siyah daneleri
Bende kalan hatıra,babamın dedikleri
Kul hakkından öteye,bana söz verdikleri
Bir miras kaldı şimdi, bu tesbih daneleri
Ne güzel yakışırdın, sen babamın eline
Çekerdi ince ince, bakardım ben eline
Babam yokki artık yok,o siyah kasketiyle
Saklıyorum ben onu, tesbih danelerinde
Yaşar Kılıç
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz