Uykusuz bir gecenin sabahında, seni düşünmekti tek derdim
Ve tek arzum, isteğim, masum bir gülüşle bana gelmendi
Niçin bu kadar aydınlığın ortasında kabus
Ve niçin gökyüzünü severken, toprağa muhtaç olmam.
Bu acılar şehrinin, tam ortasında, merkezindeyim.
Nere dönsem ben ve benim gibiler.
Kime dostum desem, herkez kendi derdinde.
Herkez bir yere ulaşma çabasında.
Bense tam tersine, eski günlere hasret.
Yalnız kaldığımda anladım,
Elimden kaçan, uçup giden, hayalim, çabam, arzumdun sen.
Kimsesizliğe, yalnızlığa sadece sebeptin sen.
Sonrasını bir ben bilirim, bir de o dört duvar.
Işıksız, gölgesiz ve sessiz gecelerde yılmadan usanmadan
Sil baştan yaşadım seni, tekrar tekrar
Ve her defasında geriye dönüp baktığımda,
Anladım biz ayrılığa mahkumduk.
Günden güne azaldığımı hissettim, bittiğimi ve tükendiğimi
Gitmek istedim bağlanmışım, çözemedim seni.
Kaçmaktan korktum, sıktığın kurşun yüreğimden parçalar beni
Severken esirin oldum ve ardından kölen.
Sözlerin okşarken, kırbaçlamaya başladı.
Gözlerin düş bahsinden, götürdü beni kör karanlığa.
Ve o masum güzelliğin, artık azılı bir katil…
29.12.2002
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz