çan vurur onbir kere
saat hiçliğin ertesi olmuştur
kan donmuştur
an durmuştur
yok yere ölmüştür dudak
zanlıdır şimdi gözlerin
üşüyorsundur
anka kuşu hep gelir
kimse bilmez yorulduğunu
şimdiki zamanın rivayetidir
boyun ikliminde ak bir kuğu
aynı çan günün farklı saatlerinde çalar
kapılar kapanır
ardında hep bir bekleyen vardır
zümrüd-ü anka boş yere gelir
çan vurur dokuz kere
boşa geçer geriye sayar saat
beklediğin mesaj çıkmaz postadan
lacivert başkaldırmıştır
bırakırsın masaya boş kalemi
kağıt bitkin
kirlenmiştir bir kere beyaz rengin
ortada kalan bir atımlık fişek
ağır aksak yaklaşır örümcek
kelebek çırpınmaktan yorgun
birazdan çan vuracaktır son kez
altı artı bir kere
kırgın mısın?
ellerin titriyor, korkuyor musun?
hayır ama biraz der dilin
reddettiğin aslındır vakti geldikçe
birer ikişer düşer nefesin
sen neden hep böylesin, biraz küskün
olabildiğince tek taraflı
kanın donmuştur
bu şehirde kış ortasında
hep elektrikler kesilir
altı artı birsindir
hiçsindir yani, çan öyle söyler
şakaklarında asi birkaç damar
ansızın pıt pıt atmaya başlar
biriken yağmurlara hasret
burnundan şıp diye kan damlar
zorla öğretir gönlüne fikrin
bu ekim geçen eylülden keskindir
artık çan vurmuştur yedi kere
sen de onlardan birisindir
17.11.2002
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz