Üye Girişi »     
Aşkın Dilinden Destan

Bir kaval sesi kulaklarımda
Bir çobanın masum yüzü
Bir kuzu ağlamaklı meleyen
Bir koyun kuzusunu orda burda arayan
Bir kaval sesi
Yüreğimde bir çoban
Sevdasını kavalında arayan
Yüreğindeki sızıyı
Kavalıyla yüreğime akıtan
Bir çobanın ağlamaklı sesi

Sus kara koyun kuzun gelecek
Belki kışın belki yazın gelecek
Senin derdin kimler nerden bilecek
Sus kara koyun kuzun gelecek

Kavalınla söylediğin yalana
İnanmadın sen de Musa
Ben de inanmadım
Kara koyun da

Leylekler götürdü senin kuzuyu
Kara koyun kuzun gelir sen uyu
Üç gün tuz yalayıp içmezsen suyu
Kara koyun kuzun gelir sen uyu

Ağır konuş eğer duyan olursa
Ağa kızın sana vermezler Musa
Bir kavuşsam ciğerparem kuzuma
Dayanırım dünyadaki tüm tuza

Kara koyun inanmıştı Musa’ya
Yalan söyleyen bir kaval çalıyordu Musa
Koyunlar kavala inanır
Kuzular koyunlara

Üç günde üçbin koyun üç arşın tuzu
Kara koyunla yaladılar susuz ve sessiz
Kuzum diyerek yaladı tuzu Karakoyun
Su içmeden geçerse dereyi
Önünde kuzusunu görüyordu belli belirsiz
Kuzusu yerine tuz yaladı çaresiz

Kara koyun su içmedi dereden
Bir kuzgun geçti tepesinden
Bir kan damlası kızarttı suyu
Ve düşürdü ağzındaki kuzuyu
Kara koyun dişlerinedek karardı
Çoban Musa dizinedek taş oldu
Akan dere sonunadek kan oldu

Ne yaptın ey kuzgun kuzuma benim
Kar yağdırdın alçak yazıma benim

Diyerek kara koyun yere uzandı
Görenler heryeri karadır sandı

Musa şimdi damat, haketti kızı
Bir ölü koyunla bir ölü kuzu
Üç günde üç bin koyun üç arşın tuzu
Senin için yaladılar, al kızı

Ağladı Musa gören olmadı
Heryer kardı ve karaydı
Gözyaşları kara koyunu ısladı
Kuzgunu lanetledi, kuzuyu kutsadı
Musa gitti kızı almaya
Kuzgunlar seğirtti ardı sıra

Bir köprü vardı kara dere üstünde
Kanlı köprü derler şimdilerde
Kızıl mı kızıl bir gündü
Kara mı kara bir yıl
İşte bu köprü, al, dedi Musa’ya
Gel de al kızı
Üçyüzatlı dayandı kızıl köprüye
Kızıl gün daha da kızardı
Taşlardan kan aktı
Topraktan gözyaşı

Kızıldere, Kızılırmak, kızılsu
Engizli bir yere kurmuşsun pusu
Ne kara koyun yetti ne masum kuzu
Ne de bahalıymış bir ağa kızı

Üçyüz atlı aktı üçyüz at aktı
Kızılırmak nice gönüller yaktı
Kuzgunlar tepeden şenliğe baktı
Ağa köşkü bu ırmağa uzaktı

“Kızılırmak parça parça olaydın
Her parçanı bir diyara salaydın
Sen de benim gibi öksüz kalaydın
Kızılırmak nettin allı gelini
Nasıl aldın allı pullu gelini

Köprüden geçerken köprü yıkıldı
Üçyüz atlı birden suya döküldü
Nice gelinlerin boynu büküldü
Kızılırmak nettin allı gelini
Nasıl aldın allı pullu gelini”

Ankara – 23.12.2002



İzlenme: 47 Görüntüleme
Puan:
1 Star2 Stars3 Stars4 Stars5 Stars (No Ratings Yet)
Loading...
Ekleyen: admin

Yorumlar

Yorum Yaz