Nasıl bir dünya bu arkadaşım?
Zulüm tütüyor bacasından.
Bir tek zalimin sesi duyuluyor,
Mazlumun boğazına mı basmışlar arkadaşım?
Mazlum işte; ya darağacında sallandırılmış,
Ya da ırzına geçilip, gırtlağı kesilmiş,
Karnı tok, gözü aç farelerce kemirilmiş.
Arkadaşım nasıl rahat olursun?
İnsanlar, insan kılığındaki hayvanlara yem olurken,
Masumlar her an ölümü solurken.
Erken dostum erken uykuya dalmak için,
Bu vakitler Yaratan’a el açıp yalvarmak için.
Yansın gönlün birazcık arkadaşım,
Evinden, yurdundan edilen kardeşinin donmaması için.
Onlar muhtaç sevgiye,
Açlığı, susuzluğu umursamaz olmuşlar.
Bir deri, bir kemik kalmış ellerinde,
Ne olur sanki bundan sonra da aç kalsalar.
Şehadet onlara bir adım daha ötesi.
Sevgini, gönlünü istiyorlar senin,
Başkaları düşmesin bu hale diye.
Nereden bileceksin belki bir gün,
Bu insan bozması karşına dikilmeyecek,
Düşeceksin sen de bu hale derdi çekilmeyecek.
İşte arkadaşım şimdi aç gözünü,
Sil kulağının pasını,
Gör kardeşinin halini,
Dinle o hüzünlü şarkıyı.
Feryad gözyaşlarına arkadaşlık ediyor,
Solunan hava, acıklı acıklı veriliyor dışarı,
Son son diye vuruyor kalp,
Ölüyor kardeşin arkadaşım.
Yenişehir/Bursa – 26.10.2005
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz