Tam altı ay geçmiş;
Sen ruhumu esir aldığından beri.
Kendimi kaybettiğim altı ay.
İki mevsim izledim.
Her yağmur damlasında seni düşündüm.
Tek perdelik bir tiyatro gibi.
Altı aydır sergilenen aynı oyun.
Hiç tekrar edilmeyen replikler,
Bir sonbahar rüzgarına takılıp, sürüklenen;
Ölü yapraklar.
Kaybolmuşum.
Ruhum uzaklarda bir yerlerde.
Aklım hayaline ulaşmaya çalışır.
Aşılması gereken büyük bir dağ var önümde.
Düşlerimde en sonunda zirveye ulaştığımda,
Bir tipi bastırır.
Unutmuşum, mevsim artık kış.
Ve zihnim tepeden aşağı düşer.
Kar seni örtmeye başlamıştır.
Anılar yavaş yavaş donarlar.
Beynimdeki bir yarığa düştü hepsi.
Tek gereken bir fırtınadır,
Bütün düşler karla kaplansın diye.
Beni bana geri getirecek olan,
Tek bir fırtına.
Güzel bir kızın dudaklarının arasından bulunan.
Bu kadar hayal yeter.
Altı aydır çalan aynı şarkı.
Hiç tekrar edilmeyen sözler.
Karla beraber yok olmaya başlamış,
Beyazların içine gömülen ölü bir insan.
Tam altı ay.
Nerdeydim ben?
Bir ölünün soğukluğu vardı üzerimde.
Ve artık kışın soğuğu bu ölüyü uyandırır.
İsteksizce tabutumdan kalkar ve yürürüm.
Yavaş yavaş ısınır vücudum.
Bu tiyatrodan bana geriye kalan;
Kayıp bir altı ay ve birkaç şiir.
14.12.2005
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz