Eller örtmüş yüzü
Darmadağın aklı fikri
Ve uzaklarda
Koyu bir öfke kokuyor
Duyuyor musun?
Çığlık çığlığa bir ses
Hıçkırıyor bir kadın köşede
Öyle böyle değil
Başımı çevirsem
Üzüntümden hasta olurum haline
Perişan halde
İçinde ezilen ne varsa
Geçmişindeki tüm yasakları
Kusuyor kendine
Daha on sekizine gelmeden
Kaç çığlık koparmıştı
Hatta daha kaç can yakardı, bu dil, bu beden
Düşünmek istemiyor�
Işıltılı bir hayattan
Savrulup geldiği bu kuytu köşede
Geçmişine ağlayan bir kadın var
Mendili elinde…
Gözyaşları yere dökülüyordu
Saklamasına değmeyecekti nasıl olsa�
Buruk bir sancı var dudaklarında
Düşleriyle kanatırken kırıklarını
Tükürüyordu kurtulmak için
Acısından görmüyor yanından geçenleri
Silkinmeye çalışır
Temizlenmek nasıl zor
Daha kaç gece vardı
Kopartıp atmak istediği
Sızlıyordu yüreği�
İhanetler�
Nefretler�
Yasak sevişmeler�
Offf..
Hangisi aklına gelse kaybolur geçmişinde
Hayatı birikmiş cebinde
Yakası bozulmuş bir kıyafetin
Üstü kapanan gölgesindeydi lekesi
Daha kaç sefer yıkanması gerek
Hesaplıyordu�
Dışardan baksan
Otuzbirin başında
Ona sorsan ölüme üç kala
Yemyeşil gözlerinde güneş parlar
Düz siyah saçları beline yaklaşmış
İncecik vücuduna sarmaşıklar dolanmış
Şimdi nasıl kurtulacak�
Rengi solmuş yüzünün
İzler yorgun, belirgin
Hayatını anlatıyor
Susamış sevgiye belli
Sevgi nedir? diyen olsa
O ne? diye sorar
Sahte olan ne varsa yaşamıştı yıllarca
Yanında yine kimse yoktu
Hiç olmamıştı ki
Saatlere bölünmüş gününü
Kaç kişinin yanında yalan sevmelerle bitirmişti
Birkaç dakikanın zevki için verilen
Kâğıtlardan başka kimse beklemezdi onu
Sabrının bittiği, tükenmişliğin son darbesinde
Yüzüne bir tokat gibi çarpıyordu hayat
Hangi sokağa girse, hangi evin önünden geçse
Neler geliyordu aklına
Midesini bulandırıyordu artık şehir
Dün gece her şeyden vazgeçtiği sırada
Önünde duran bir afişte resmi asılıydı
Sırtını dönüp gitmek yerine
Tırnaklarıyla parçalıyordu
Kendi sesi, metalin sesinden daha çok can yakar
Ağlıyordu�
Elleri yüzünü örtmüş
Kirpiklerinden kan damlıyordu.
Sabahın kör saatiydi gördüğümde onu
Sokağın köşesinde perişan
Canı kopmuştu bedeninden
Yakalayamadı belli�
Usul usul ilerliyordu cadde de
Ardından daha fazla bakamadım
Aradan çok geçmeden siren sesleri geldi
Soğuk bir sessizlik sardı şehri
Bir ben duyuyordum�
Levhadaki resmi geldi aklına
Kurtulamadığı anlar sıralanıyordu
Yüzünde istemediği kadar boyaya rağmen,
Pullarla ışıldayan kıyafetine, yarı çıplaklığına rağmen…
Oysa ki
Af/işte dileniyordu kadın
Feryatlarıyla can veriyordu
Sadece ben duyuyordum…
18.04.2007
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz