Yaşadıklarıma
Çok zaman mı geçmiş ne…
Bakmayı bile unuttuğum,
Posta kutuma bir kart gelmiş.
Evirip, çevirdim bütün yazılar solmuş;
Kaçıncı hasretin yazıları acaba?
Eski püskü buruşmuş insafsızlıklar mı!..
Sadece en son satırında
“Yalnızlık paylaşılmaz” demişsin,
Uzaktan bir ses bir nida artık;
Paylaşmadığın paylaşımsızlıkların.
Ne fark eder gidecektin zaten…
Çekildin mi hayatının kuytusuna,
Güzelliğin negatifini büyüten tortusuna
Sen neyi görebilirsin söyle…
Her varışında cinnet saatlerine,
Neleri paralıyorsun,
Nelerini koyup kaldırıyorsun.
En derinlerimden salyalı duygularının;
Sinsi bir donukluğunu süpürdüm çoktan.
Sana soğukluğum geceye dem gündüze kin.
Ümitlerim kayıplara karışmış…
Coğrafyam coğrafyanda orman yangınlarında kül,
Zulme karşı dirençlerim al yeleli taylar;
Arkamdaki sesler dokunmuyor omuzlarıma.
Sınırlarımda yoksuzluğuna süzülerek;
İşte başkaldırıyorum…
Keskin bir bıcağın ucu gibi,
Adımı anamayacağın benlere.
İstanbul – 17.04.2004
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz