Bırakırsın kendini akşamdan, sabaha yoksun
biter her şey senin için, varsın kalanlar düşünsün.
Mor deniz ağlamaz sana, ıslak deniz kızları da
Perili Köşk Oteli’nin seçkin konukları bilmez.
Neye yarar, ölümün öte yanı yok; tek boyutlu
madalyon: Oysa üç boyutludur özgür yaşamak!
Datça gibi: Batısı Ege’yse, Akdeniz doğudur.
Güney: Akdeniz-Ege, Knidos; kuzeyde sen.
“Datça anlatılmaz, yaşanır” diyorlar burada
belki de doğrusu bu: Kesilememiş bir ada’dır Datça.
Gece: Deniz korkunç ve karanlıktır aslında geceleyin
mavi: Kimin gözlerinin rengidir solgun anılarda?
Yorgunum yol yürümekten, bu eski bir aşk mıdır yoksa?
Eski bir aşksa yaşadıklarım yaşanmamış düşüncesi neden?
Kahve tadında yaz teninin güzellikleri… telve!
Aşk biraz da mutsuzluktur zaten diyor gemici,
her zaman ve her yerde taşırız onu yanı başımızda!
Yeni bir sürgünü yaşayacağım
yeni yoksunlukları, yeni aşksızlıkları
tenin yokluğudur senin yokluğun
tanrının yokluğusun sen! .. hayır,
Hak ettiği kadar yaşarmış insan
Değer vermek marifetinse değersiz bir mücevherim ben
Her insan kendi değerini kendi çiziyorsa hak etmiyorum ben sevgini
ama sen gidiyorsun sürgün olan ben.
Yazılsın artık: Taşra ve sürgün
ve kendine uzak bir kent gibi
ve uzaklardan merhabayla yaşamak
ve yanlış bir umudun peşindeki sevgili
ve sevgisizlik bütün denizlerdeki
ve gözden ırak olanın yaşadığı umarsızlık
ve gözü yaşlı üç sevgi: Sense gidiyorsun hep.
Ey kalbim, seni susturamıyorum hâlâ ve artık
kansız bir ölüme yatıyorum Datça’da… datça’nın hayalinde
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz