Mum ışığında, bir merdiven eşik,
Şımarık Bar’dayız… Ceyranlar kesik…
Bu gece, hayata koymuşuz virgül,
Solumda sen varsın, sağımda Nurgül…
Sahneye karşı bir masa ayrılmış,
Yorgun bir mum ile aydınlatılmış..
Belli ki mumlarda, hüzün yaşıyor;
Gönül yangınıyla aydınlatıyor…
Loş bir atmosferde, sıkı muhabbet,
Arzular içimde mahkum… müebbet…
CAN’ın sohbeti ve hoş sedasıyla,
Remix parça “Batsın bu dünya”sıyla;
Kurallar zinciri bir bir kırıldı,
Ruhuma ateşten gömlek sarıldı…
Ateşim kırklarda.. düşmek bilmiyor,
Boşalan kadehler çare etmiyor…
Nağmeler büyülü, ortam büyülü;
Yanımda alemin en güzel gülü…
Saatler sabaha yaklaştığında,
Muhabbet zirveye ulaştığında,
“Senede Bir Gün…” ve “isyankar” veda..
Üç günlük bir rüya… hüzün elveda…
Arzular dorukta, kanım kaynıyor,
Bedenim ruhumu sarhoş sanıyor…
Aldığım her nefes, göğsümde şimşek,
Mümkün mü; yanında masum beklemek.?!.
Korkumu, çarmıha gerip; gerildim;
Önünde diz çöküp, yere serildim…
Masum bir dokunuş, masum bir öpüş,
Sonra yangınlara, çığ gibi düşüş…
Tir tir titredim de, gizleyemedim,
Sabah nasıl oldu, farkedemedim…
Çıtırım… heyacan ikinci adım;
Sanki daha önce, hiç yaşamadım…
Bir olan Tanrı’ya , halimi arzım;
Elinde, teninde solmak son arzum…
Olur mu olur… her şey O’nun malı,
Gereken ne ise, hep yaşanmalı…
Antalya – 02.01.2005 03:35
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz