korkunç bir beyazlık teninde
umutlu bir defter yaprağı sanki
yazılmamış bir aşk şiirini bekler gibi
mağrur dağların başındaki kar belki
cesur bir dağcının ayak izini bekler gibi
umarsız bir gülümseme yüzünde
bayram sabahı çocuğu sanki
mendilin arasındaki harçlığı bekler gibi
eski bir dost selamını arıyor belki
anılardaki maziyi konuşmayı bekler gibi
ferah bir yeşillik gözlerinde
güneşli bahar günü sanki
hayat veren yağmur bekler gibi
henüz çiçek açan ağaç belki
hasat zamanı bereketini bekler gibi
sıcak bir sarılık saçında
Nazım’ın penceresi sanki
amca gir içeri demeyi bekler gibi
kızgın Ağustos güneşi belki
bir tas soğuk su serinliği bekler gibi
sonsuz bir güzellik ruhunda
membaları kıskandıran saflık sanki
aşka sevdalanmayı bekler gibi
yüreğine açılan kapı belki
seviyorum seni demeyi bekler gibi
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz