Ne zamana uymuşum, ne kendime alıştım
Kırk beş sene yaşadım, her dem hasret bölüştüm
Dört mevsimin tümünde, sevdanla yandım piştim
Azap dolu yıl oldun… Öz’de seni ararım
Sevince tam severdin, hiç pişmanlık duymazdın
Dağlar sana mekandı, zer kafeste durmazdın
Zaman olur coşardın, kabuğuna sığmazdın
Şelaleydin göl oldun… Düz’de seni ararım
Dağlara can verirdi, deli balın nefesi
Ben nasıl mecnunum, gelmez Leyla’nın sesi
Yürekte sana olan, aşkımın tercümesi
Kıpkırmızı gül oldun… Haz’da seni ararım
Gönül bağım olmadı, ne rütbeye ne şana
İstemem hiçbirini, topu kalsın bir yana
Bilirsin gözüm olmaz, sen olmazsan cihana
Irayıpta kül oldun… Köz’de seni ararım
Kör dikişler atılmış, kader örmüş ağını
Halden hale getirmiş, viran etmiş bağını
Heder etme ne olur, ömrün taze çağını
Marabana kul oldun… Naz’da seni ararım
Yürekten yaşayarak, hayal kurmak ne güzel
Gurbet elden koşarak, sana varmak ne güzel
Gemileri yakarak, seni sarmak ne güzel
Fıtratıma yol oldun… İz’de seni ararım
Sevdim seni yürekten, ömrüme ömür kattım
Neş’eyi sende buldum, hicranı sende tattım
Ferhat oldum dağları, gözyaşımla ıslattım
Uçtan uca çöl oldun… Toz’da seni ararım
Affetmek şanındandır, su gibidir yüreğin
Isıtıyor ruhumu, güneşten sıcak sevgin
Her iki cihanda da, özde bulunmaz dengin
Nakış nakış şal oldun… Bez’de seni ararım
Dokuz köyden kovulur, Olmaz dostu düşenin
Sende biri olasın, Kader ile coşanın
Sebebisin emin ol, keder ile neşenin
Dahiyane dil oldun… Göz’de seni ararım
Onurun onurumdur, başka söze ne gerek
İtham etme boşuna, mahkum oldum diyerek
Ahdimdeyim dönmedim, kalbim seni sevecek
Akla ziyan bal oldun… Tuz’da seni ararım
Çok çalıştım nafile, yıkamadım gururu
Senin yerin bambaşka, seni bildim göz nuru
Muallakta kalmışken, sende buldum huzuru
Çok ağaca dal oldun… Koz’da seni ararım
Anlamadım ben beni, günden güne feciyim
Sensin benim baş tacım, sen olmazsan neciyim
Sığınacak yerim yok, kalbinde mülteciyim
Issız ıssız il oldun… Biz’de seni ararım
Bir evet dese idin, dünya benim olurdu
Hal diliyle şükreder, ruhum dengin bulurdu
Açsaydın yüreğini, candan öte bilirdi
Nadide bir hal oldun… Giz’de seni ararım
Taht kurmuşsun gönlüme, yüreğime attın köz
Can evimden vurgunum, yeminle vermiştin söz
Tabip ilaç istemem, yaralar olsun göz göz
Kaderime mal oldun… Söz’de seni ararım
Kulağına küpe et, bu sözü iyi dinle
Sevgim karşılıksızdır, iftihar et onunla
Bedduam var hiç kimse, bağdaşamaz seninle
Istıraplı tel oldun… Saz’da seni ararım
İnletme be güzelim, dert bende kucak kucak
Kol geziyor hasretin, sensizlik köşe bucak
Geceler yarim oldu, gündüzler kanlı bıçak
Rüyalarda ful oldun… Ruz’da seni ararım
Laleli – 05.12.2006
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz