Hazanla bütün sular damla damla köpürür
Sararmış yaprakları esen rüzgar süpürür
Hatıralar kalblerde ayaklanarak yürür
Sonbahar son demidir geçip giden hayatın
Sonuna yaklaşılır bedenle seyehatın
Geçen koca bir ömür giden tendeki candır
Kalplerde sönen ışık biten ilk heyecandır
Yaşanan bütün hayat geçip giden tek an’dır
Ağaç yanar kül olur insan ölünce toprak
Ömür akıp giden su zaman dökülen yaprak
Ilık bir nefes gibi kalpleri okşar hüzün
Gölgeler oynar durur bebeğinde her gözün
Dil susar çünkü artık anlamı kalmaz sözün
İnsana kalan yalnız sonsuzluğu düşünmek
Geçip giden her güne ah ederek dövünmek
Yaşamak hayallerin ötesinde bir düş mü
Beşinci buluttaki olmayan son görüş mü
Ölüm mutlak manâya gerçeğe tam dönüş mü
Sonu olan varlıkta bu sonsuz düşünceler
Güneşe ulaşamaz beyinlerde geceler
Zehir kusar yüzlere gecenin soğuk dili
Hayatın sesi durur çalar düşünce zili
Kâinat’ta sorular sıra sıra dizili
Varoluşun sırrını çözmeye gerek mi var
Her şeyi yapabilsek neye yarar duâ’lar
Hani gök gürler birden yıldırımlar çakar ya
Hani durgun akan su deli deli akar ya
Hani mecnunvâri aşk yürekleri yakar ya
İşte o anda başlar ötelere uzanış
Hayat, uykuda rüya ölüm sonsuz uyanış.
Kahramanmaraş – Kasım 1990
Kaynak: Dava Dergisi / 1990
Puan:
Yorumlar
Yorum Yaz